Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası
DEDEN
TORUNA 60 YILLIK LEZZET: ADİL MÜFTÜOĞLU UĞUR LOKANTASI
-60
yıldır kalite, güven ve lezzetin adresi
-Adil
Müftüoğlu, Türk mutfağının Türkiye’deki en önemli temsilcilerinden. Bugün
torunlara emanet olan ünü dünyaya yayılmış lokanta, Türk mutfağının müzesi
olacak niteliklere sahip. Böylesi mekanlar devlet tarafından da desteklenmeli.
Yemek kültürümüzün özünü koruyup, geliştiren gelecek kuşaklara tanıtan böyle
mekanları yaşatmak devletin de görevi..
-Her
gün 35 çeşit Türk mutfağının gerçek yemekleri ile tezgahını dolduran Adil
Müftüoğlu Uğur Lokantasında günlere özel menüler de var. Pazartesi- Perşembe
güveçte işkembeli nohut, Salı- Perşembe
elbasan tava, Çarşamba Kuzu dolma, her gün ciğer sarma damaklara bayram
yaptırmayı bekliyor
İzmirlilerin yakından
tandığı merhum Adil Müftüoğlu tarafından 1955 yılında kurulan Adil Müftüoğlu
Uğur Lokantası 60 yıldır kalite ve güvenin adresi. Türk mutfağını da 60 yıldır
en iyi şekilde temsil etmeye çalışan Lokanta, bence tam bir Türk mutfağı
müzesi. Bir mekan düşünün 60 yıldır aynı lezzeti, aynı mükemmeliği, o
güleryüzlü servisi, müşteriyi memnun etme sıcaklığını korumayı bilen. Aklınıza
kaç tanesi geliyor? Benim bildiklerim bir elin parmağı kadar bile değil. Türk mutfağını
koruyup, kollayan, yaşatan ve geliştirerek genç nesillere aktarmayı bir görev
edinen bu mekanlar batıda olduğu gibi devlet tarafından desteklenmeli.
Halen 3. Kuşağın yönettiği 60
yıllık Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası’nı Adil Müftüoğlu’nun kızı Sevgi Müftüoğlu
çocukları Alper ve Alpay Okyay ile birlikte yönetiyor. Türkiye’nin birçok
yerinden de sık sık ziyaretçi alan mekan iş, sanat ve siyaset dünyasının da
ünlülerini ağırlıyor. Safiye Soyman’dan İzzet Yıldızhan’a, Tanju Çolak’tan
Prof. Dr. Üstün Dökmen’in müdavimleri arasında yer aldığı mekan, ünlü Gurme
Vedat Milor’un da İzmir’de öğle yemeği için ilk tercih ettiği yer.
55
yıllık müdavimleri var
Adil Müftüoğlu Uğur
Lokantası’nın üçüncü kuşak Yöneticisi olan Alpay Okyay, her türlü zorluğa
rağmen Türk mutfağının yaşaması için ekibi ile birlikte her gün mücadele
ettiklerini söylüyor. Ekipte 41 yıldır aralıksız çalışanlar var. Artık bir aile
olmuş ekipte herkesin görevi belli. Salondaki servis elemanlarının adı ile
hitap ediyor müşteriler. Servis elemanları da öyle. Çünkü bu lokantanın
müdavimleri var. 37 yıl Lokantacılar Odası Başkanlığını da yapan İzmir’in
tanınmış siması Adil Müftüoğlu’nun sağlığında da sık sık ziyaret ettiğim
mekanda 55 yıldır aynı masaya oturan ziyaretçiler olduğunu biliyorum.
Türk mutfağının lezzetlerini
sunan mekan sayısının Türkiye’de çok az olduğuna işaret eden Okyay, şöyle
konuşuyor:
“Biz de bu bilinçle kalite
ve lezzetin adresi olmaya çalışıyoruz. Her sabah mesaimiz 05.00’da başlıyor.
Yemeklerimizi kömür kuzinesinde pişiriyoruz. Yemeklerimiz 3-4 saat kuzine
ateşinde yavaş yavaş pişerek lezzetleniyor. Ekibimizde 30 yıllık aşçı ve
garsonlarımız bulunuyor. Spesiallerimiz arasında Beğendili kebap, ciğer sarma,
kuzu dolma, elbasan tava, enginar ve lor tatlısı bulunuyor. Lezzet severlere
günde 30’a yakın yemek sunuyoruz. 55 yıldır lokantamızın müdavimleri var.
Lezzetlerimizi tatmak için dünyanın farklı noktalarından bile geliyorlar”
Türk
mutfağını yaşatma misyonu
Dedesi Adil Müftüoğlu
tarafından kurulan lokantalarını 4. kuşağa teslim etmeyi amaçladıklarını, bunun
yanında Türk mutfağını da yaşatmayı misyon edindiklerini anlatan Okyay,
özellikle gençlere sağlıklı Türk mutfağının sevdirilmesi gerektiğini söyledi. Türk
mutfağının son temsilcilerinden biri olduklarını ifade eden Okyay, “Aslında
Türk kültürünün bir unsuru olan mutfağımızın korunması için devletimizin destek
olması gerekiyor. Ancak bugüne kadar destek göremedik. Ama biz her şeye rağmen
mutfağımızı yaşatmak için mücadele ediyoruz. Türk mutfağının 60 yıllık temsilcisi
olarak bundan sonra da en iyi lezzetleri sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Okyay, Türk mutfağının
ileriye değil, geriye doğru götürülmesi gerektiğini savunanlardan. Ben de öyle
düşünüyorum bu mutfak yozlaşmadan, aslını koruyup, geleneksel nitelikleri ile
ayakta kalmalı. Fizyon muftağı falan mutfağımızı yozlaştırır onların yeri ayrı,
geleneksel Türk mutfağının yeri ayrı olmalı.
Kuzine
ateşinin lezzeti
Lokantanın vazgeçilmezleri
var. Şubeleşmeyi, öyle lüks AVM’lere, sahillere açılmayı falan kesinlikle
düşünmüyorlar. Klasik ve butik kalmayı öncelikle hedef olarak belirlemişler.
Aynı zamanda en iyi malzeme, kalite ve hijyenden taviz vermeden bugünlere
geldiklerini vurguluyorlar.
Türk mutfağının son
temsilcilerinden biri olarak bu güzelliklerin yaşaması için ekibi ile birlikte
her gün büyük bir özveri ile çalıştıklarını açıklayan Okyay, “Türk mutfağının
lezzetlerini sunan çok az sayıda işletmeden biriyiz. Müşterilerimize en iyi
lezzeti sunmak için bizim mesaimiz sabah 05.00’ da başlıyor. Yemeklerimize
lezzeti kömür kuzinesi veriyor. Yemeklerimiz 3-4 saat kuzine ateşinde yavaş
yavaş pişiyor” dedi.
Ne
yenir
Beğendili kebap, ciğer
sarma, kuzu dolma, elbasan tava, enginar ve lor tatlısı menüde en beğenilenler
arasında. Benim menüm biraz farklı ben işkembeli nohuttan ve lahana-yaprak
sarması ikilisinden asla vazgeçmem, mevsimine göre fırında pişmiş etli biber
dolmasına ise bayılırım. Hoşaflar, kompostalar tıpkı lor tatlısı gibi her zaman
muhteşem. Her gün 30 çeşit etli, zeytinyağlı yemek, çorbalar ve beş çeşit
tatlı, salata ağız sulandırıyor.
Yıldız
tablosu
1983’de ilk kez adım attığım
bu lokantada çok uzun yıllar öğle yemeğimi yedim. Her defasında da aynı damak
lezzetini yakaladım. Bu bir mekan için bence çok önemli bir yıldız bence.
Kaliteli ve organik malzeme.
Kuzine ateşinde özel pişirme
yöntemi.
Hepsinden önemlisi de hijyen
Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası’nda tüm yıldızları topluyor. Mutfak gözünüzün
önünde. Ne kadar temiz ve düzenli olduğuna bizzat şahitsiniz.
Fiyat konusuna gelirsek,
bazıları pahalı bulmuş hatta İbrahim Tatlıses bir ara mekanla sosyal medya
üzerinden polemiğe bile girmiş. Dörder çeşit menü için kişi başına 30 TL
ödediği halde pahalı bulan İbrahim Tatlıses’e katılmıyorum. Ben de tıpkı Alper
Okyay’ın sosyal medyadaki muhteşem yanıtı gibi; “İbrahim Tatlıses türkü
söylesin” diyeceğim.
Bu kadar özel malzeme ile
özel pişirme teknikleri ile yemeğe kişi başı en fazla 20-30 TL ödüyorsunuz ve
bu da çok makul bir fiyattır. Bir kilogram etin 40-50 TL arasında olduğu
günümüzde bundan aşağıya fiyatlar zaten mekanları zarar ettirir. Üstelik
sebzeli bir menü ile 15 TL’ye de çıkabilirsiniz. Ajandanızda bir öğle yemeğini
Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası’na ayırın ve damağınızı şımartın. Afiyet olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder