-Ege mutfağında yenilenebilen yabani ot sayısı 100’e
ulaşıyor. Her biri şifalı bu otlar aynı zamanda tam birer lezzet kaynağı
-Şubat ayından itibaren pazarlarda ya da kırlarda binbir
çeşit ot kendini gösterecek, bu hafta bu otların bazılarını önceden tanımak
ister misiniz?
Bu karakışta otlar da nerden geldi aklıma derseniz birkaç
hafta sonra pazarlar ve kırlar otlarla dolup taşacak. Şimdiden hazırlık yapmak
istersiniz diye düşündüm. Eg mutfağının da içinde sayıldığı Akdeniz beslenme
piramidinde her gün yenmesi gerekenler içinde otlar ve zeytinyağı vardır. Dünya
Gıda Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırmalarda, en sağlıklı
ve doğru beslenmenin Akdeniz ve Ege kıyıları ile Girit'te olduğunu
saptanmıştır. Otlarla beslenmede özellikle antioksidan değeri taşıyanlar büyük
önem taşır. İşte bu otların tüketilmesi çok önemlidir. Radika, hindi bağı,
hardal otu bu tür otlara örnektir. Bir de ürik asit toplanmasını engelleyen
otlar vardır. Eşek helvası, yabani kuşkonmaz bu tür otlara örnektir. Bu otlar
da vücut için çok yararlıdır. Özellikle enginar ve baklayı yan yana
tükettiğinizde karaciğerinizi temizlemiş olursunuz.
Ege bölgesinde
yetişen ve yenilen elliden fazla ot çeşidi vardır. Bunlardan her biri vücuda
farklı yararlar sağlar. Bu yüzden otlar mutlaka tüketilmesi gereken besinler
arasında yer alır. İlkbahar ayları bu otların en bol, en taze ve en lezzetli
olduğu dönemdir.
Çeşitleriyle
mutfaklara zenginlik katar Ege'nin otları. Ege insanının doğada kendiliğinden
yetişen ot çeşitlerine karşı ilgisini, otlarla hazırlanmış salata ve yemeklerin
ününü bilmeyen yoktur. Öyle ki İzmir'e dışarıdan gelen birine "ne
yiyeceksin" diye sorduğunuzda, sayacaklarından biri de otlardan yapılan
salatadır.
Ege insanının otlara
karşı sevgisi o kadar derindir ki otları domates veya herhangi bir kuvvetli
katkı kullanmadan yalın halleriyle pişirirler. Böylece otların doğal
karakterlerini olduğu gibi damaklarında hissederler. Üstelik otların çoğunun
kekremsi bir lezzeti olmasına rağmen ısrarla ot yemeklerinde etkili lezzet
katkıları kullanmazlar. Ot yemeklerine alışkın olmayanlar ise bu tür yemekleri
yerken genellikle pek keyif almazlar. Özellikle Orta Anadolu ve doğusunda hatta
Karadeniz de otlardan yapılan yemekler geleneksel olarak pişirilir. Fakat
Ege'de bunun aksine bu yemekler daha baharatsız ve katkısızdır.
Ege otları arasında
radika, cibez, şevket-i bostan, deniz börülcesi, arapsaçı, turp otu, hardal
otu, bambul, dağlama, eşek dikeni, eşek marulu, kazayağı, kenger, hindiba,
gelincik, marata, tarla çakısı, tarla çivisi, kışkış, köremen, sakız, su
teresi, gelincik labada, sinirotu, helvacık, kuşkonmaz, stifno ve yaban
enginarı yer alıyor. Bunlardan oluşan lezzetler ise tarif edilemeyecek kadar
çoktur.. Kimileri bu otları Ege'nin meşhur zeytinyağları ile pişirirken,
kimileri de damak tadına göre etli yemek yaparak sofralarını zenginleştirir.
Ot yemekleri arasında
kabak çiçeği dolması, acı ot kavurması, papucaki, silkme, ısırgan salatası,
kuzu etli şevket-i bostan, zeytinyağlı turp otu, ebegümeci dolması, koçinüsto,
gelincik böreği, radika salatası, domatesli börülce, kirmen kabağı ekşilemesi,
devetabanı otu kavurması, sütlü ebegümeci, kazayağı salatası, eşek turpu
sündürmesi gibi birbirinden farklı isimlerle anılan birçok çeşit yer alır.
İşte bu leziz otlardan en bilinenlerinden sadece birkaçı:
Arapsaçı
Yapraklarında bulunan ve uçucu bir yağ olan rezene sayesinde
anasona benzer etkili ve güçlü bir kokuya sahiptir. Gaz söktürücü ve süt
artırıcı etkileri vardır. Kökü idrar artırıcı olarak kullanılır.
Acı soğan
Yaban sümbülünün
soğanıdır. İzmir Alaçatı civarında yetişir. Acı olduğu için iki kere haşlanır;
üzerine zeytinyağı ve limon dökülerek yenir.
Ebegümeci
Zeytinyağlı yemeği
yapılan bu bitki yurdumuzun değişik yörelerinde yetişir. Kol ve bacak
çürüklerinde, ciltteki şişlik ve çıbanlara losyon şeklinde tatbik edilen
bitkinin yaprakları kaynatılıp içildiğinde sinirleri kuvvetlendirir.
Turp otu
Haşlanıp salata
olarak yenildiği gibi kavrulup üzerine yumurta kırılarak da yenir. İçerdiği
uçucu yağlardan dolayı canlandırıcı, sinirleri teskin edici, ağrı dindirici
özellikleri vardır.
Deniz börülcesi
Deniz kıyılarında
suyun gel git yaptığı yerlerde sular çekildikten sonra yetişen bu bitki, tuzlu,
ekşi ama çok lezzetlidir. Daha çok ilkbaharda tüketilir; çünkü sonbahara doğru
deniz tuzunu iyice içine çeker. Haşlanarak salatası yapılır. İyotlu topraklarda
yetiştiğinden iyot eksikliğine bağlı guatr hastalığına iyi gelir. İdrar
artırıcı ve kuvvet vericidir. Çiğ tüketildiğinde mutlaka sirke kullanmak
gerekir.
Şevket-i bostan
Süt dikeni olarak da
bilinir. Kuzu etiyle yemeği yapıldığı gibi haşlanıp salata olarak da yenir.
Haşlama suyu sabahları aç karnına içildiğinde böbrek taşı ve kumu için iyi
gelir. Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır.
Cibez
Türklerin 'cücük'
dedikleri yabani lahanadır. Yumuşak ve lezzetli olan bu bitki haşlandıktan
sonra zeytinyağı ve limonla tatlandırılır.
Radika
Hindiba olarak da
bilinir. Böbreklere çok faydalıdır. Taş düşürmek için suyu içilir. Haşlanıp
zeytinyağı, limon, sarımsak dünyanın en lezzetli salatalarından birine dönüşen
ottur.
Nerede bulunur
Otları tanımıyorsanız öncelikle pazarlarda bulun ve satın
alın, iyice tanıyıp sonra da doğadan tek tek toplamanızı öneririm. Doğan
toplarken kurşunla kirlenmiş olacaklarından yol kenarlarındaki otlardan uzak
durun. Ayrıca asla yerleşim yerleri yakınlarından ot toplamayın kanalizasyon
atıkları ile kirlenmiş olabilirler.
Nasıl tanıyacaksınız
Ülkemizde zehirli ot yoktur ancak mantarlardan uzak durun.
Doğadan çok iyi bilseniz bile mantar toplamayın. Unutmayın artık pestisid
dediğimiz zirai mücadele ilaçlarının etkisi ile değişime uğrayan mantarlar
zehirli hale gelebiliyor. Bir lezzet uğruna canınızdan olmayı ya da ellerinizle
topladığınız mantarların yakınlarınıza, sevdiklerinize zarar vermesini
istemezsiniz sanırım.
Otların türlerini iyice öğrenmek,yapılışlarını bilmek
isterseniz internetten, pazarlardan ya da bunları bilen Egelilerden yardım
almayı deneyin. Pazarda yanıma yaklaşan kimseyi geri çevirmedim, oturup tarif
verdiğim telefon numarasını alıp tarifini SMS attığım çok kişi vardır.
Yediğin ilacın, ilacın yediğin olsun diye Hipokrat’a bir kez
daha buradan saygılar sunuyor, doğanın eczanesi ilaçları otlarda bulacağınıza
dikkati çekiyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder